Yazı Duyurusu

Menu

"ÇOCUK-ANNE-BABA" ÜÇGENİNDEKİ İLETİŞİMİN ÖNEMİ

Yetişkin ve Çocuklar Arasında Kurulan İletişimin Önemi 



****Eğer bir çocuk, kin ortamında büyümüşse kavga etmeyi öğrenir. 

****Eğer bir çocuk, alay edilip aşağılanmışsa sıkılıp utanmayı öğrenir. 

****Eğer bir çocuk, sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse kendini suçlamayı öğrenir. 

****Eğer bir çocuk, hoşgörüyle yetiştirilmişse sabırlı olmayı öğrenir. 

****Eğer bir çocuk, desteklenip yüreklendirilmişse kendine güven duymayı öğrenir. 

****Eğer bir çocuk, övülmüş ve beğenilmişse takdir etmeyi öğrenir. 

****Eğer bir çocuk, hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse adil olmayı öğrenir. 

****Eğer bir çocuk, güven ortamı içinde yetişmişse inançlı olmayı öğrenir. 

****Eğer bir çocuk, kabul ve onay görmüşse kendini sevmeyi öğrenir. 

****Eğer bir çocuk, aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse bu dünyada mutlu olmayı öğrenir. 

Dorothy Law Nolte (Amerikalı yazar ve aile danışmanı)


**İletişim önce aile üyeleriyle başlar, sonra bireyin kendisi için anlamlı olan diğer kişilerle sürdürülür. 

**Birey, doğuştan getirdiği niteliklerin sınırları içinde bu insanlarla etkileşerek toplumun kabul ettiği değer sistemini zamanla öğrenip yetişkinliğe hazırlanır. 

**Bu aşamaya gelmesi için görev üstlenen kurumlardan ilki olan aile çocuğa ilk temel değerleri, insanlar hakkındaki görüşlerini, onlarla ne düzeyde ve nasıl yaşayabileceğinin yollarını öğretir. 

**Aile çocuğun sevgi ihtiyacını koşulsuz verdiği takdirde onda güven duygusunu, saygıyı ve saygınlığı, değer verme ve benlik kavramını geliştirir. 

**Sağlıksız aile ise üyeleri birbiri ile az konuşan, açık iletişim içinde olmayan, aileyi ilgilendiren konularda birlikte konuşup çözüm aramayan ve birbirine gerçek bir yakınlık duymayan kişilerden oluşan ailelerdir. 


**İletişim yaşamın bir parçasıdır. Doğumdan itibaren bir çocuk, etrafındaki insanlarla iletişim kurmaya başlar. 

**Anne ve babaların, çocukların ihtiyaçlarını dikkate alabilmeleri için, doğumdan başlayarak onlarla iletişim kurmaları gerekir.

**Bu iletişim doğumdan sonraki ilk saatlerde başlayan fiziki beraberlik ve ona bağlı duygusal doyumla kurulur.

**İletişim, önce aile üyeleriyle başlar. Annesinden meme emen bebek onun beden sıcaklığım ve ten kokusunu hissederek, aynı zamanda ihtiyacı olan duygusal gıdayı almakta ve iletişim ağının temelleri bu ortamda atılmaktadır. 

**İhtiyaçlarının tümüyle karşılandığı bir ortam, çocuğun kendine ve çevreye olan güveninin oluşmasına yardımcı olur 


**Doğumdan sonra çocuk, anne ve babasıyla iki yollu iletişim kurar. Hem sözlü hem de sözsüz mesajlar vererek ve alarak iletişimi sağlar.

**Örneğin bir çığlık (ağlama) acil bir ihtiyaca dikkat çekmek için olabilir. Yüzündeki ifade, ellerin ve bedenin duruş şekli başka bir isteği dile getirebilir.



**Çocuklar sözcükler olmadan iletişim kurabilmelerinin yanında, dil yetenekleri geliştikçe, düşüncelerini ve duygularını daha iyi anlatmayı becerirler. 

**Bebekler üzerinde yapılan araştırmalar, onların daha ilk aylarda yetişkinlerle ilişki kurmaya yardımcı olabilecek özelliklere sahip olduklarını göstermiştir. 

**Doğuştan gözleri normal olan bebekler, önceleri 20-25 cm mesafedeki nesneleri görebilirler. Bu mesafe de yaklaşık süt veren bir annenin yüzü ile bebeğin gözü arasındaki uzaklıktır. 

**Ayrıca bebeklerin insan yüzüne benzeyen şekilleri tercih ettikleri de elde edilen bulgular arasındadır.

**Anneler bebekleri ile ilişkilerinde farkında olmadan iletişimi kolaylaştırıcı bazı davranışlarda bulunurlar

**Bunlardan ilki abartılı davranışlardır. 

**Anneler genellikle yüz ifadelerini abartır, ses tonlarını inceltir, konuşmalarında fısıltıdan bağırmaya kadar çok değişik ses tonları kullanırlar. 

**Önemli sözcükleri abartır, daha yavaş konuşur, konuşmaları arasında sık ve uzun duraklamalar yaparlar. Kendi konuşmaları arasında çocuğun tepkisini gösterebilmesi için beklerler. Bebeğin gözüne bakma süresi de daha uzundur. 

**Bütün bu abartılar bebeğin dikkatini çekme açısından yararlıdır

**Yeni doğan bebeğin beslenme, temizlik, uyku gibi ihtiyaçları genellikle anne tarafından karşılandığından, çocuğun ilk sosyal iletişimi anneyle başlamaktadır.

**Anne-çocuk ilişkisinde annenin sıcak, ilgili, esnek ve sevecen yaklaşımı çocuğun zihinsel davranışlarını da etkilemektedir. 

**Anneleri ile olumlu ilişkileri olan çocukların daha zor işleri seçtikleri ve problem çözmede daha girişken oldukları görülmüştür.

**Sadece süt değil, ihtiyacı olan duygusal besiyi de almakta. 

**Anne-çocuk iletişiminin çocukların zihin yetenekleri üzerindeki etkisi incelendiğinde, annelerin çocuklarının dil gelişiminde uyarıcı olarak oynadıkları rol önemli bulunmuştur. 

**Birçok annenin çocukların ne söylediklerine yeterince dikkat etmeden konuşmaya devam ettikleri, çocuğu doğrulamak ve açıklamalar yapmak yerine, onları anlamış gibi davranmayı tercih ettikleri görülmüştür. 

**Çocukla iletişimde çocuğun yaşı, cinsiyeti ve kişilik özellikleri oldukça önem taşımaktadır. 

**Çocukla konuşmak deyince çoğu yetişkinin aklına çocuğa bir şeyler söylemek, anlatmak hatta söz dinletmek gelir. 

**Oysa karşılıklı konuşmanın en önemli tarafı çocuğu dinlemektir. Dinleme ve anlama karşılıklı konuşmanın ayrılmaz parçasıdır. 

**Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya'da anne ve yeni doğan çocukların aktivitelerini incelemek için 48 anne ve 5 aylık çocuklarını evlerinde gözleyerek yapılan bir çalışma sonucunda annenin bebeğine yaptığı görsel ve işitsel uyarımla, bebeğin görsel ve işitsel davranışlarının doğru orantılı olarak arttığı saptanmıştır. 

**Çocuğun anne-babasıyla olan iletişimi, gelecekteki yaşamı için büyük önem taşır. 

**Anne-baba-çocuk üçgeninde tarafların duygu ve düşüncelerini birbirlerine uygun bir biçimde aktarmaları ve başarılı bir iletişim kurabilmeleri sonucunda, karşılaştıkları problemlere çözüm bulmaları da kolaylaşır.

**Çocuklar öğrenmek, içinde bulundukları dünyayı keşfetmek ve meraklarını gidermek için anne-babalarına soru sorarlar. 

**Burada önemli olan, çocuğun sorularını duymaktır. Annebaba çocuğun sorduğu soruyu dinlemiş ve duymuş ise bu, onu dikkate aldığının, önemsediğinin ve ona değer verdiğinin bir ifadesidir. Bu da anne-baba ve çocuk arasındaki ilişkiyi kolaylaştırır. 

**Oysa anne-babalar çocuklarıyla olan iletişimlerinde suçlama, emir verme, eleştirme, uyarma, utandırma, yargılama gibi yollar izlerler. Bu durum çocuğun kendini suçlu hissetmesine, sevilmediğini düşünmesine, sert tepki ile cevap vermesine, karşı koymasına, kendini yetersiz hissedip öz saygısını yitirmesine ve anne-babanın adil olmadığını düşünmesine yol açar. 

**Anne-babaların çocukları ile sağlıklı bir etkileşim içinde olabilmeleri için öncelikle iletişim bilgi ve becerisine sahip olmaları gerekir. 

**Sağlıklı bir iletişim için anne-babaların çocuklarını dinlemeleri, duygularını paylaşmaları, olumsuz davranışları karşısında ise yargıç gibi davranmamaları gerekir. 

**Çocuklar arasında çıkan tartışmalarda yetişkinler tartışmaların nedenlerini inceleyerek ara buluculuk yapmalıdırlar. 

**Bunu yaparken çocukların başkalarının haklarına saygı duymasını, kızgınlıklarını kontrol etmesini, başkalarının fikirlerini, duygularını paylaşmasını ve dinlemesini sağlamalıdırlar. 

**İnsanın içinde bulunduğu çevreye uyum sağlayabilmesi, sağlıklı, mutlu ve başarılı bir hayat sürdürebilmesi için sosyal gelişimi oldukça önemlidir. 

**Sosyal yönden gelişmiş bir kişi her yaşta çevresindeki diğer insanlarla sorun yaratmadan, çatışmasız olarak yaşamasını bilir. 

**Sosyal açıdan yeterince gelişmemiş bir kişi ise toplumda birlikte yaşadığı insanlarla sağlıklı iletişim kuramaz. 

**Konuşma ve tartışma becerileri gelişmediği için kurduğu iletişim kısa sürede sürtüşme ve çatışmaya dönüşebilir. 

**Çocuğun sosyal yönden iyi gelişmesi, onun yetişkinlik yıllarındaki sosyal yaşantısını da etkileyeceğinden, çocukluk yıllarından itibaren onlara, sosyal yönden gelişmelerine imkân sağlayan uygun bir ortam sağlanmalıdır. 

**Bu ortamların sağlanmadığı ailelerin çocuklarında özellikle sosyalleşmenin daha çok arttığı ergenlik döneminde, geçmiş deneyimlere de bağlı olarak iletişime girmede kaygı, isteksizlik ile birlikte sosyal etkileşimlerinde başarısızlıklar görülebilir. 

**Sosyal gelişim süreci içinde yaşanan bazı engellerin de bu başarısızlıklarda etkili olduğu söylenebilir. 

**Çocuğun içinde yetiştiği toplum, onun duygularının ifade tarzını olduğu kadar benlik bilincini de biçimlendirir. 

**Çocuklarının duygu ve düşüncelerini doğal ifadesi içinde kabul eden anne babalar kendine güveni olan, girişimci ve insan ilişkilerinde başarılı bireyler yetiştirirler. 

**Çocuklarını olumsuz yönde sürekli eleştiren, kısıtlayan, onların duygu ve düşüncelerini doğal bir biçimde ifade etmesini engelleyen anne babalar ise pısırık, içine kapalı alıngan bireyler yetiştirirler. 

**Böyle bir ortamda büyüyen bir çocuk, diğer insanlarla olan ilişkilerinde onlar kadar girgin ya da atak olmaya cesaret edemeyecek, başkalarından daha kolayca incinecek ve kendini korumada daha beceriksiz olacaktır. 

**Korku ve nefret yaratan, özsaygısını sınırlandıran bir ortamda büyüyen çocuk, çevresine karşı şiddetli suçlayıcı duygular içindedir. 

**Bununla birlikte, yalnızca bu duyguları ifade edememekle kalmaz, aynı zamanda eğer gözü korkutulmuşsa bu duygularını bilinç düzeyine çıkartmaya bile cesaret edemez. 

**Bunun nedeni kısmen basit cezalandırılma korkusu, kısmen de ihtiyacı olan sevgiyi yitirme korkusudur.



Not: Bu yazının hazırlanmasında Psikolojik Danışman Mustafa KALAYLI ve MEGEP'in katkıları başta olmak üzere birçok kaynaktan faydalanılmış olup danışmanlık, çoçukla iletişimin önemi, okul öncesinde iletişimin önemi, aile içi iletişimin önemi kısaca, sağlıklı iletişimin önemi nedir, çocuğun gelişiminde iletişimin önemi, maddeler halinde iletişimin önemi ile ilgilidir.

Share This:

MUSTAFA KALAYLI

I'SİTEMİZDE; İNSAN VE İNSANLIĞA FAYDALI OLABİLECEK "İYİ, DOĞRU VE GÜZEL OLAN HER ŞEY" SİZLERİN İSTİFADENİZE SUNMAKTAYIZ ....

Yorum Yok " "ÇOCUK-ANNE-BABA" ÜÇGENİNDEKİ İLETİŞİMİN ÖNEMİ "

  • To add an Emoticons Show Icons
  • To add code Use [pre]code here[/pre]
  • To add an Image Use [img]IMAGE-URL-HERE[/img]
  • To add Youtube video just paste a video link like http://www.youtube.com/watch?v=0x_gnfpL3RM