Yazı Duyurusu

Menu

Browsing "Older Posts"

ÇOCUK YETİŞTİREN ANNE BABALARA ALTIN ÖNERİLER

30 Aralık 2017 Cumartesi / No Comments

ÇOCUK YETİŞTİREN ANNE BABALARA ALTIN ÖNERİLER




1. Çocuğunuzla Sürekli İletişim Halinde Olun


**Okul öncesi çağda zeka demek kelime dağarcığı demek. İlk 36 ayda ebeveynler ile çocuklar arasındaki diyaloğun kalitesi çocukların okula başlangıcı dahil tüm akademik süreçlerdeki başarısını önemli ölçüde belirliyor. O nedenle çocuğunuza yapacağınız en önemli yatırım onlarla konuşmak. Bunu masal anlatarak mı, evcilik oynayarak mı, etrafı keşfederek mi yoksa kitap okuyarak mı yaparsınız bu size kalmış; ama şu zor günlerde eğer zamanı ve mekanı unutmak istiyorsanız çocuğunuzun dünyasına dalın. Konuşun, oynayın onlarla…

2. Çocuğunuza Beklemeyi ve Sabrı Öğretin


**Dünyada insan gelişimi üzerine yapılan en kapsamlı araştırmalardan biri 1972’de Yeni Zelanda’da başlayan Dunedin Araştırması. Bu araştırma 1000’den fazla bebeği doğumundan bugüne kadar takip ediyor. Ve bu araştırmadan çıkan en önemli sonuçlardan biri şu: Bireylerin hayattaki başarı ya da başarısızlığını açıklayan en önemli değişken zeka değil, ailenin sosyal ya da ekonomik seviyesi de değil, öz-denetim. 

**Kendi duygu ve düşüncelerini daha iyi kontrol edip yönetebilen çocuklar akademik olarak başarılı, sağlıklı ve varlıklı bir yetişkin oluyor. 

**Öz-denetim becerisini kazandırmak için açılan pencere, çocuk 10 yaşına varınca kapanmış oluyor. O nedenle anne babaların 0-9 yaş döneminde çocuklara her istediğini hemen vermekten vazgeçip onlara sabretmeyi, beklemeyi, hak etmeyi öğretmesi onların geleceğine yapacağı en önemli katkılardan biri. 

**Bu beceriyi kazandırmanın bir diğer yolu da çocukları planlı okul dışı etkinliklere erken yaşta alıştırmak. Spor ve sanat belki de bu etkinliklerin en faydalı olanı zira her iki kanalda da çocuklar kurallar çerçevesinde performans sergilemeyi ancak sabırla öğrenebiliyor.

3. Çocuğunuza Kendi Ayakları Üstünde Durmayı Öğretin


**Aküsüz bir araba düşünelim; çalışması için sürekli arkadan ittirilmeye muhtaçtır. Ayrıca her gittiği yerde birilerine ihtiyaç duyar ittirilip çalışabilmesi için. Oysa akülü ve kendinden deşarjlı bir araç nerede olursa olsun çalışmak için ne ittirmeye ne de desteğe ihtiyacı vardır. 

**Çocuklarımız da arabalar gibi sürekli ittirirsek yani bize bağımlı hale getirirsek hayatı boyunca bir yerlerde kalıp birilerine muhtaç olacaklardır ve hiç bir zaman kendi ayakları üzerinde duramayacaklardır. O yüzden kendinden deşarjlı, öz denetimli ve öz güvenli çocuklar yetiştirip geleceğimizi kurtarmalıyız.

**Özgüven olmadan bireysel başarı da olmuyor. O nedenle olabildiği kadar erken yaşta çocuklarımıza kendi ayakları üstünde durmayı, tercih yapmayı öğretmeli ve sorumluk bilincini kazandırmalıyız. 

**Elbise seçiminden, ayakkabı bağlamaya, saç stilinden yemek yemeye bir dolu alanda kararları çocuklarla birlikte vermek ve çocukların verdiği kararların sonuçlarını yaşamayı göze almayı bilmek özellikle bizde oldukça zor kazanılan ebeveynlik becerileri. Bizde bu iş zor çünkü geçmişten gelen alışkanlıkla çocukların adına tüm kararları biz almak zorunda olduğumuzu hissediyoruz. 

**Öyle olunca da edilgen çocuklar, kendi ayakları üstünde duramayan yetişkinler ortaya çıkıyor. Oysa birey olmak demek kendi başına hareket etmek, kim ne derse desin gerektiğinde kendi inancı doğrultusuna karar vermek demek. O nedenle siz siz olun çocuğunuza zorla bir elbise giydirmeyin, onlara zorla yemek yedirmeyin. Merak etmeyin üşürse giyer, açsa yer.

4. Çocuğunuza “HAYIR” Demeyi Öğretin


**Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’deki anneler çocuklarında en fazla şu özellikleri arıyor: Uslu olma, saygılı olma, söz dinleme

**Dikkat ederseniz bu özellikler koşulsuz itaat içeriyor. İçinde eleştirel düşünme, itiraz etme ve sorgulama yok. Oysa içinde bulunduğumuz devir soruların çoğaldığı yanıtların eskidiği bir dönem. Her alanda eleştirel düşünenlerin ileri gittiği bir devir. Gerek beşeri gerekse de ekonomik gelişim için itiraz eden yeni nesillere ihtiyacımız var. İtaat edenlerin inovasyon (yeniliik) yapamayacağı gerçeğini unutmamalıyız. Ayrca eleştirel düşünme becerisinin evde başladığını söylemeden geçmeyelim

5. Çocuğunuza Şiddet Uygulamayın


**Şiddet şiddeti doğurur! Çocuğunuz şiddeti doğuştan değil sizden ve çevresinden gördükleriyle öğrenir ve ilerde kendisi de uygular sonuç olarak şiddet aktarılır gider nesilden nesile.

**Attığınız her dayak fiziksel şiddet olarak ya size ya sevdiklerinize geri gelecek. Ayrıca dayak yiyen çocukların beyin bölgelerinde ciddi tahribatlar oluştuğunu ve bu tahribatın da o çocukların zihinsel ve duygusal gelişimine ciddi anlamda ket vurduğunu unutmayın.

6. Çocuğunuzun Kaygı Düzeyini ne Artırın ne de Azaltın


**Kaygı yaşamımızın olmazsa olmazıdır. Çünkü bir çok başarının ardında sağlıklı bir kaygı yatar.

**Yapılan araştırmalara göre kaygı düzeyinin yüksek olması veya düşük olması öğrenci başarısını olumsuz yönde etkilemektedir. En ideali orta düzeyde yani sağlıklı bir kaygıdır.

**Ebeveynler olarak ne kadar kaygılanırsak kaygılanalım, çocuklarımıza bu kaygıları aktarmaktan kaçınmamız gerekiyor. 


7. Sakın Gülmekten Vazgeçmeyin


**Mizah, eğlence, neşe olmadan çocukluk olmaz. Dünyada ne oluyorsa olsun evinizin içinde çocuklarınızla neşeli bir ev ortamı yaratmaya gayret edin. 

**Biliyoruz dünya altüst olurken evde çocuğunuzla gülüp oynamak suçluluk duygusunu da beraberinde getiriyor ama neşeli olmak, dünyaya sırtınızı dönmek demek değil. 

**Hayatta bin bir zorluk aşanların hikayelerine daha dikkatli bakın, her zorluğu mizahla, eğlenceyle, gülücükle aşmış olduklarını göreceksiniz. O nedenle çocuklarınızın hayatında bu pozitif yaşam enerjisini eksik etmeyin.

Özetle, şu zor günlerde çocuklarınıza ve onların parlak geleceğine yatırım yapın. Bizim yaşadığımız hayattan daha güzel bir hayat yaşamaları bizim elimizde.



Not: Bu yazının hazırlanmasında Psikolojik Danışman Mustafa KALAYLI ve Selçuk ŞİRİN'in katkıları başta olmak üzere birçok kaynaktan faydalanılmış olup rehberlik, çoçuk yetiştirme usulleri, iyi çoçuk nasıl yetiştirilir,kendine güvenen çoçuk nasıl yetiştirilir, çocuğumu nasıl geliştirebilirim, çocuğumu nasıl yetiştirmeliyim  ile ilgilidir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU NEDİR?

29 Aralık 2017 Cuma / No Comments

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir?




**DEHB; çocuğun olması gereken düzeyden daha fazla hareketli olma, dürtüsellik, dikkat eksikliği durumları yaşaması halidir. 

**Hiperaktifler, davranışlarında “Dur, düşün, yap; Dur, düşün, konuş” kuralını uygulayamaz.

**Hiperaktif büyükler çoğu zaman hiperaktif olduklarının farkında değildirler. Hiperaktif çocuğun babasında hiperaktif olma ihtimali çok yüksektir.(%25)



**Bu kişiler isteklerinin anında yapılmasını isterler, öfke patlamaları vardır, misafirlikte ve restoranda uzun süre oturamazlar, ikide bir kalkıp dolaşırlar. Randevu saatinin gelmesini sabırsızlıkla beklerler, 5-10 dakika sonra oflayıp puflarlar, gözlük, anahtar, elleriyle, kağıtlarla oynarlar.

**Bireyin sahip olduğu potansiyelini kullanabilmesi ve gelişimini sağlık­lı bir şekilde sürdürebilmesi için ilaç kullanımının ve bunun yanında terapötik destek veya dışarıdan eğitim desteği alınmasının gerekebileceği, teda­vi edilmesi gereken nöronal bazlı bir bozukluktur. 

**DEHB her çocukta farklı düzey ve şekillerde görülür, dolayısıyla her çocuk tıbbi, eğitsel ve psikososyal yönden bireysel olarak değerlendirilmelidir. Önemli olan, aynı tanı koyulan kişiler arasında belirtilere bağlı olarak farklı tedavi yöntemlerinin kullanılmasıdır. 

**Bazı çocuklarda yalnızca hiperaktivite, bazı çocuklar da yalnızca dikkat eksikliği görülürken kimi çocuklarda her ikisi birden görülebilir. Bunun yanı sıra yoğunluk derecesi de çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. DEHB belirtileri çocuklukta başlar ve yetişkinliğe doğru bir miktar azalma göstererek devam eder. 

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozuklu­ğu bir zekâ problemi değildir! Dahi çocuklarda dahi görülebilen bir rahatsızlıktır. 

**Albert Einstein, Alexander Graham Bell, Leonardo Da Vinci, Pablo Picasso, Benjamin Franklin, Thomas Edison, Abraham Lincoln, John F. Kennedy ve Walt Disney’in Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’na (DEHB) sahip oldukları düşünülürken; Robin Williams, Jim Carrey, Will Smith, Whoopi Goldberg, Michael Phelps, Michael Jordan’ın DEHB tanısı konulan ünlüler arasında oldukları biliniyor. 

Yaşayan Örnek; Michael Phelps 



**Michael Phelps küçük bir çocukken, DEHB onun okul hayatını zorlaştırmıştı. Sınıfta uygunsuz davranıyordu ve ödevlerini tamamlamakta güçlük çekiyordu 9 yaşındayken Phelps'e DEHB teşhisi kondu. 

**İlaçlar semptomlarına olumlu etki etti fakat Phelps hastalığıyla nasıl başa çıkacağını havuzda buldu. Alıştırma rutini ve suyun rahatlatıcı etkisi onun hastalıkla mücadelesine ve başarıya ulaşmasına yardımcı oldu. 

**Phelps 23 altın madalyayla oyunlar tarihinde en fazla altın madalyaya sahip sporcu unvanını elinde bulunduruyor. 

DEHB'nin Tanı Kriterleri 


Araştırmalar, yaşın büyümesiyle birlikte bulguların azaldığını gösteriyor. Aslında belki de DEHB’liler bu bulgularla yaşamayı öğreniyorlar. DSM1 5’e göre teşhis konulabilmesi için çocuklarda 6 ya da fazlası, 17 yaş sonrası için en az 5 bulgu olması gerekiyor. 

DSM'ye Göre Belirtiler 


**DSM, yani İngilizce adıyla Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Türkçe adıyla Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı, Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan ve zihinsel hastalıklara tanı koymak için ölçütleri belirleyen bir kaynak. 

**DSM 5’te “kendini gösterme şekline” göre bulgular şöyle özetleniyor: 

Dikkat Eksikliği 


**Detaylara dikkat etmez, sürekli hata yapar, 

**Dikkatini korumada sıkıntı yaşar, 

**Dinlemez görünür, 

**Verilen komutları izlemede güçlük çeker, 

**Organizasyon sorunu yaşar, 

**Yoğun düşünme gerektiren işlerden kaçınır ya da bu işleri yapmaktan hoşlanmaz, 

**Eşyalarını kaybeder, 

**Dikkati kolayca dağılır, 

**Günlük işlerini unutur. 

Hiparaktif-Dürtüsel 

**Durduğu yerde duramaz; elleri, ayakları kıpır kıpırdır, 

**Uzun süre oturmada sıkıntı yaşar, 

**Çocukken koşar ya da tırmanır, yetişkinken yerinde duramaz, 

**Sessizce bir şeyle meşgul olmada sıkıntı yaşar, 

**Motor takılmış gibi veya düz duvara tırmanırcasına hareketlidir 

**Çok konuşur, 

**Karşıdaki kişi sorusunu bitirmeden cevabı yapıştırır, 

**Bekleme gerektiren ya da sırayla yapılan işlerde sıkıntı yaşar, 

**Başkalarının sözünü keser 

Dikkat Eksikliği & Hipearktif-Dürtüsel 


**Yukarıda her iki gruptaki bulgulara bir arada rastlanabilir. 

**Çocuğunuz ya da bir başkası için “hiperaktif” kelimesini kullanıyorsanız bunun doğru olması için öncelikle bu tanımı yapmanıza neden olan yukarıdakilere benzer durumlar 

**Israrla devam etmeli ve/veya giderek artmalı 

**Öğrenme güçlükleri yaşanmalı 

**Uyum sorunları yaratmalı 

İşte o zaman şüphelerinizi gidermek için bir uzmanla görüşmenin vakti gelmiş demektir. 

Hareketliliğe Neden Olan Diğer Etmenler 


**Erken çocuklukta (0-3 yaş) görülen hareketlilik normal bir durumdur. 

**Çocuklar doğarlar, büyürler ve yürümeye başlarlar. Dolayısıyla sahip oldukları keşif duygu­suyla etrafı kolaçan etmeye, her yeri karıştırmaya başlarlar. Enerjileri yüksektir. Hiç durmadan altı saat boyunca hareket etme potansiyeline sahiptir­ler. 

**Gerekli enerji salınımını yapamayan ve yaşamı­nın büyük çoğunluğunu dört duvar arasında geçiren çocuklar hareket ihtiyacını dar alanlarda normalden fazla hareketlilik göstererek gidermeye çalışırlar. 

**Bir diğer etken olarak kurallar; çocuk gelişiminde önemli bir yer taşır. Çocuklar 3 yaş itibariyle kural almaya başlayabilirler. Yaşa uygun ve gerekli kural­ları almayan, her istediğini elde edebilen çocuklarda fazla hareketlilik görebilmekteyiz. 

**Aşırı rahat anne baba tutumları da yine normalden fazla hareket­li davranışlara neden olabilmektedir. 

**Aşırı baskıcı anne baba tarafından büyütülen çocuk, anne ba­basının olmadığı ortamlarda evde gösteremediği hareket etme ihtiyacını fazlasıyla gösterme eğilimi taşıyabiliyor. 

**Aşırı rahat anne baba tutumu da az önce bahsettiğimiz üzere kural koyma noktasında etkin performans göstermedikleri için yine bu tür anne baba tutumu gören çocuklarda da fazla ha­reketli davranışlar gözlemleyebiliyoruz.  

**Özetle bu etkenlerden dolayı fazla hareketlilik gösteren ço­cuklar hiperaktif olarak değerlendirilmemelidirler. 

DEHB Olan Çocuklarda Hangi Davranışlar Görülür? 


**Bu tanıya sahip olan çocuklarda sınıf içerisinde ve ders sırasında sık sık dikkat dağılması, 

**uzun sü­reli odaklanamama, 

**ders sırasında kalkıp dolaşma ihtiyacı, 

**uzun süreli oturmakta zorlanma, 

**uyum sorunları, 

**fazla konuşma ve bunların akabinde aka­demik problemler yaşadığı görülür. 

**Bunlara ek olarak sınıfın düzeninin sıkça bozulmasına sebep olması, okullarda yaşanan en büyük problemlerden biridir. 

Dönemlere Göre DEHB Belirtileri 


Bebeklik-İlk Çocukluk Dönemi 

**Huzursuz, gergin bebeklerdir. Kolay ağlarlar, zor sakinleştirilirler. 

**Dış uyaranlara (ses, dokunma gibi ) aşırı tepki verirler. Uyku sorunları ( az uyuma, sık sık uyanma gibi) olabilir. “Daha karnımdayken bile çok hareket ederdi” “Kucağıma aldığımda devamlı dolaşmamdan hoşlanırdı” “Asla uzun süre uyumaz, çok kolay uyanırdı ” OKUL ÖNCESİ DÖNEM 

**Devamlı hareket eder, atlar, zıplar, bir yerlere tırmanır. İsteklerini erteleyemez, tutturmaları olur. İlgi devamlı üzerinde olsun ister, bunu sağlayacak şeyler yapar. Bir oyundan diğerine geçer, ilgisi çok kısadır. 

**Çok konuşur, sürekli soru sorar ama yanıtı dinlemez. Mutsuzluk, mızırdanma, ana babaya aşırı bağımlılık. 

**Bu dönemde tanı koymak zordur çünkü çocuklar bu dönemde keşfetme arzusuyla normalde de hareketlidir 

İlköğretim Dönemi 

**En sık bu dönemde tanı konulur. Nedeni ise; ailelerin genellikle çocuklarının davranışlarını görmezden gelip normal karşılaması ve DEHB‘li çocukların okul ortamında aile ortamından daha fazla sorun yaşamasıdır. 

**Genellikle bu çocuklar okul yıllarında tespit edilir. Okula başladıkları ilk dersten itibaren dersi dinlemede ve programı takip etmede zorlanan bu çocuklar öğretmenin hemen dikkatini çekerler. 

**Sakin ve sessizce sırada oturamaz. 

**Dersi dikkatle dinleyemez, etrafı ile daha çok ilgilidir. 

**Sorulan sorulara sonunu beklemeden, söz istemeden yanıt verir. 

**Verilen görevleri tam olarak yerine getirmez. 

**Diğer çocuklarla ilişki sorunları olabilir. 

**Kendisine benzer çocuklarla arkadaşlık kurar. 

**Eşyalarını tam olarak getirmez, kaybeder, dağınıktır. 

**Akademik başarısı kapasitesiyle orantılı değildir. 

**Ev ödevlerini almaz, evde ödev yapmak sorun olur. 

Ergenlik Dönemi 

**Bu dönemde de DEHB‘li çocuklar kurallara uymakta zorluk yaşarlar.Özellikle sınavlarda soruları yeterince anlamadıkları için başarısız olurlar. 

**Basit dil bilgisi kuralları , noktalama işaretleri , fen yada matematik formüllerini yazmada eksiklikleri yada hataları vardır. 

**Hiperaktivitede azalma olur ama kıpır kıpırlık devam eder. 

**Ders dinleyemez, uykulu bir hali olabilir ya da kalem çevirme, resim yapma gibi şeylerle uğraşır. 

**Akademik başarı daha ciddi düzeyde sorun olmaya başlar. Öğretmenlerle ilişkilerde sorunlar yaşanır, karşılık verir, saygısız, ilgisiz bir öğrenci olarak nitelendirilir. 

**Aile ve arkadaş ilişkilerinde sorunlar olabilir. 

**Benlik saygısında azalma, depresyon görülebilir, duygu durumu değişkendir, aniden öfkelenebilir. 

**Sigara, alkol madde kullanımı başlayabilir. Yasal sorunlara neden olabilecek, riskli ,tehlikeli davranışları olabilir. 


Not: Bu yazının hazırlanmasında Psikolojik Danışman Mustafa KALAYLI, Uzman Uğur KAYA ve PSK Banu ARSLAN'ın katkıları başta olmak üzere birçok kaynaktan faydalanılmış olup hastalık, hiperaktivite bozukluğu nedir, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu nedir, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu belirtileri, dehb li ünlüler,  hiperaktif ünlüler, dikkat eksikliği  ile ilgilidir.


DEHB İLE BAŞ ETMENİN YOLLARI

28 Aralık 2017 Perşembe / No Comments

DİKKAT EKSİKLİĞİ ve HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUYLA (DEHB) İLE BAŞ ETMENİN YOLLARI 


1-Farmakolojik tedaviler(ilaç tedavisi)

2-Anne baba ve öğretmen eğitimi

3-Çocuğun bireysel tedavisi(davranışçı teknikler, sosyal beceri eğitimi)

4-Eğitim

5-Alternatif tedaviler 

****Çocukta Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bo­zukluğu tedavi edilmediğinde gözlemlenen prob­lemler yaş ilerledikçe artmaya başlayabilir. Yalnız­ca % 10-20 gibi bir dilimin hiçbir sorun yaşamadan yetişkinliğe eriştiği görülmektedir. Bu da demek oluyor ki, % 80-90 gibi büyük bir dilim risk altında­dır ve riske atılmaması gerekir.

****Yaş ilerledikçe tedavi edilmemeye devam edi­len kişide sorunlar olumsuz yönde değişim göste­rerek kişinin yaşam kalitesinin gittikçe düşmesine sebep olabilir. Örneğin potansiyeli olduğu halde DEHB tedavisi görmeyen öğrenci akademik başa­rısızlık yaşayabilir ve eğitim öğretim hayatı sek­teye uğrayabilir. Akabinde çocukta başarısızlıktan dolayı öz güven problemleri oluşabilir, bu da kişinin sosyal ilişkilerine yansıyabilir.

**Bunun yanı sıra yine DEHB olan çocuklarda kendilerine ve başkalarına zarar verme davranış­ları gözlemlenebilir. 

**Adrenalin miktarı fazla oldu­ğundan riskli ve tehlikeli davranışlarda bulunma ihtimalleri artar. Çoğu zaman hiperaktivitesi olan çocuklar koşarken arkadaşına hızlıca çarpıp can yaktığının farkında bile olmayabilir. 

**Ergenliğe doğ­ru çocuk, mizacına göre, okullarda çeteleşme süre­cine girebilir, sosyal açıdan onaylanmayan gruplar kurabilirler. Buna ek olarak alkol, madde ve sigara kullanımı yine DEHB olan kişilerde daha çok görül­mektedir. 

**Yine akademik açıdan başarı göstere­meyen çocuklar, kendilerini gösterebilme amacıy­la güç gösterisine girme davranışı gösterebilirler. 

**Yetişkinlikte ise problemler kendisini iş hayatında tutunamama, evliliği sürdürememe gibi sorunlara yol açabilir. DEHB’ye ek olarak başka psikiyatrik bozuklukların eklendiği de görülebilir. 

Özetle; tedavi edilmeyen DEHB kişinin tüm ha­yatını ve evrelerini olumsuz yönde etkileyebilir ve kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. En önemlisi; araştırmalar, tedavi edilmeyen DEHB’nin kişilerin yaşam süresini kısalttığını gös­termektedir

DEHB'de İLAÇ KULLANILMASI ŞART MI?


**DEHB konusunda önyargıya sebep olan temel noktalardan biri ilaç kullanımıdır. Her DEHB olan ço­cukta ilaç tedavisi kullanılmayabilir. 

**DEHB nörolojik bir rahatsızlıktır, çocuğun durumuna göre ilaç kulla­nımı gerektirebilir. 

**DEHB belirtileri çocuklukta baş­lar ve tedavi edilmez ise kişinin çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerini psikososyal ve akademik açıdan olumsuz yönde etkileyebilir.

DEHB'ye ALTERNATİF TEDAVİLER 


**DEHB'li çocuğu doğa yürüyüşlerine çıkararak, doğanının sakinleştirici, dinginleştirici ve sağıltıcı gücünden faydalanılabilir.

**Hiç yerinde duramayan bir DEHB'li çocuğa doğa da balık tutma etkinlikleri düzenlenebilir. Bu yöntem o kadar etkilidir ki bir saniye duramayan çocuk saatlerce balık tutma hevesiyle sakin ve durağan kalabilir.

**Yüzme gibi yorucu uğraştırıcı spor ve etkinliklere yönlendirilebilir.

**Şu unutulmamalıdır ki her insan özeldir.Bu nedenle kişiye göre tedavi yöntemleri uygulanmalıdır.

SINIF ÖĞRETMENLERİNE YAPILACAK YARDIM, ÖNERİ ve UYARILAR


**DEHB‘li çocuklara yaklaşım , öğretmenlerin özelliklerine göre farklılık göstermektedir.Burada önemli olan öğretmenin bu konuda bilgili ve bilinçli olmasıdır.En ideal öğretmen tipi ilgili ve duyarlı öğretmen tipidir.

**Çoğunlukla ilaçla tedavi öneriler olsa da, ilacın ve psiko eğitimsel müdahalelerin birlikte kullanıldığı multi-modal çalışmaları daha etkili sonuçlar doğurmuştur.

**DEHB olan çocukların aileleri, çocuklarının daha okula başlamadan önce diğer çocuklardan farklı olduğunun bilincindedirler. 

**Tanı ölçütlerinde yer alan dürtüsellik, dikkatsizlik inatçılık, saldırganlık, öz-denetim zayıflığı gibi özelliklerin kendi çocuklarında dikkat çekici düzeyde olduğunu fark ederler. 

**Kendi çabalarıyla bir şeyler yapmaya çalışırlar ama başarısız olurlar. Bu durumda da çocuklarının farklı olduğunu görmezden gelip ”yaramaz işte” deyip geçiştirebilirler. 

**Çocuğun okul hayatı başlamadan önce anne baba bu tür çocukları idare etmeye çalışmakta ancak, okula gittikten sonra evdeki serbest ortamın yerini okulun katı ve biçimci özelliği bu çocukların daha yıkıcı ve aktif olmalarına yol açmakta. 

**Burada aile ile sınıf öğretmeni arasında çatışmalar yaşanmakta sınıf öğretmeninin çocuğun durumuyla ilgili aileyi uyarması. Ailenin suçun öğretmenden kaynaklandığı öğretmeninde aileden kaynaklandığı düşüncesini getirirler. 

**Bu tür çatışmaların nedeni tarafların DEHB konusunda yeterince bilgi sahibi olmamalarından kaynaklanmadır. 

**Genelde bu bozukluğa sahip olan çocuklar için “Zekası fazla geliyor” “Büyüyünce geçer” “Çok şımartmışsın” “Biraz sıkıyı görse düzelir” gibi ifadeler kullanılır. 

**Bu konuda en önemli görev, psikolojik danışmanlara düşmektedir. Çünkü okulda sorunla karşılaşsa ilk uzman kişi psikolojik danışmandır. 

**Ailenin ve öğretmenin bilgi sahibi tanı ve tedavi bir ekip işidir. Bir sorun olup olmadığına ilişkin bir profesyonel girişimi, öğretmen ve ana-baba görüşlerinden hareketle danışmalar yapmalıdır. Daha sonra da çocuğu bir çocuk psikiyatrisine sevk etmesi gerekir. 

**Tedavi aşamasında evde ve okulda yapılacak davranışlar konusunda danışmanlar, öğretmenler ve aileler için destekleyici ve yönlendirici olmalıdır. 

**Danışmanlar, genel olarak velilere, bu konuda yararlanabilecekler kişi ve kaynaklar önermelidir. 

**Okulda bulunan DEHB’nin çocukların ailelerini birbiri ile tanıştırmak faydalı olabilir. 

**DEHB’li çocuklar kendilerinin başka çocuklarda farkı olduğunu düşünürler ve çok çok yanlış tanılara, inançlara sahip olabilirler. Niçin farklı davrandıkları ve okulda neden başarısız oldukları konusunda sürekli aydınlatılmaya gereksinimleri vardır. 

**Sınıf öğretmenleri ile iş birliği içinde çalışmalı, gerekirse öğrenme-öğretme sürecinde bu çocuklara nasıl davranması gerektiği konusunda sürekli aydınlatılmalıdır. 

**Öğrencinin öğretmenin masasının yanına ön sıralara oturtulması, cam kenarı ve arka sıralarda oturtulmaması gerekir. 

**Sınıf öğretmeni çocuklara bir şeyleri öğretmeyi istiyorsa, onlarla konuşurken fiziksel olarak yakın olmalı uygun olan zamanlarda çocuğa dokunmalıdır. Eline omzuna koyarak konuşa bilir. 

**Sınıfa soru yöneltirken önce soruyu sorup sonra çocuğun ismini söylemek yerine önce çocuğun ismini söyleyip soruyu sormalıdır. 

**Yönergeler verirken açık ve net olmasına dikkat edilmeli. Çocuğun dinlemediğini anlamaya çalışmalıdır. Çünkü DEHB’li çocuklar söylenenleri dinlerken başlarını sallar ve öğretmenin gözüne bakarlar ama zihinleri başka yerdedir. 

**Yaptığı çalışmalarda verilen sürenin yeterli olup olmadığına dikkat edilmelidir. Yetersiz süreden dolayı başarısızlık çocuğun yeteneklerinden şüphe etmesine yol açar. 

**Fiziksel hareketler için öğrenciye gün boyu fırsat sağlamalı bu öğrencinin aşırı hareketlerini azaltır. Tahtayı silmek, ders sırasında kullanılan materyalleri toplanması, kalem açması vb. 

**Hiperaktif davranışları azaltması için öğrencinin parmaklarıyla sıraya hafifçe vurması, sıranın üstüne kağıt parçalarıyla oynaması, karalama yapması görmezden gelinmelidir. 

**Kurallar yerleştirilmelidir. Kurallar net ve açık olmalı kuralları herkesin göre bileceği şekilde yazıp asılmalı. Kendilerinden beklenen şeyin ne olduğunu bilmesi önemlidir. 

**Göz teması kurulmalı, göz teması ile denetleyebilir dikkati toplamakta güçlük çektiğinde daha önce anlaşılan bir işaretle öğrenci uyarılabilir. 

**Çalışmalar bir kaç bölüme ayrılmalı. 

**DEHB’li çocukların kısa süreli için sınıfı terk etmelerine izin verilmeli. 

**Ev ödevlerinin tamamını yapmış olmasından çok yaptıklarının niteliğine bakılmalıdır. Yine ev ödevlerde küçük parçalara ayırmalıdır. 

**Sınıf duvarlarında öğrencilerin dikkatini dağıtıcı şeyler asılmamalıdır. 

**Bu çocuklar anlamlı ve eğlenceli buldukları etkinliklerde çok rahat yoğunlaşırlar. Her derste öğrencilerin eğlence ihtiyacım planlanmalıdır. 

**Sınıf içerisinde diğer öğrencilerle kaynaştırılmalıdır. Bunu yaparken örneğin DEHB ile ilgili hikaye okuna bilir. 

**Onlara herhangi bir konunun yada olayın taslağını çıkarmaya öğretip, kitap okurken ve dinlerken not alma strateji ve tekniklerinin öğretilmesi. 

**Beklentiler açıkça ifade edilmeli. İmalı konuşmamalı tartışmaya girilmemelidir. 

**Mümkün oldukça başarılı olduğu durumlar bulunmalıdır. Bu çocuklar gün boyu çok fazla başarısızlık duygusu yaşarlar. 

**Başarabilecekleri olumlu şeylere ihtiyaç duyarlar. Bu çocukları cesaretlendirmeli ve övülmelidir. 

**Hatırlama, bu çocuklar için genellikle problemdir. Hatırlama oyunları, kafiye, şifre vb. etkinlikler hafızayı güçlendirmeye yardımcı olacaktır. 

**Filmler, kasetler, resimli kağıtlar kullanarak yada birinin diğeriyle konuşabileceği grup çalışmaları yaparak sınıf harekete geçirilebilir. 

**Okuldan sonraki zamanlarına aylık planlarını yapmalarına yardımcı olmalıdır. 

**Sık sık anne babalar görüşmeler yapmalı. Haberleşme defteri kullanabilir. Bu, öğretmen ve velilerin günü gününe iletişim kurmasını sağlayacaktır.

DEHB‘Lİ OLAN ÇOCUKLAR İÇİN İDEAL SINIF ORTAMI 


**Dersin akışını bozan , dersi dinlemeyen , öğretmenin dediğini yapmayan bu çocuklar ayrı bir yerde kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır.Bu tutum oldukça yanlıştır.Sahip oldukları özel durumu göz önünde bulundurarak çocuğa uygun sınıf ortamı hazırlanmalıdır. Bu sorunların önlenmesi ve çözümü için özel eğitim ve öğretim yöntemlerinin kullanılması zorunludur.

Dikkat Eksikliği İçin...

**Sakin bir yerde oturtun.

**İyi örnek olabilecek bir arkadaşının yanına oturtun.

**Samimi olduğu çalışkan bir arkadaşının yanına oturtun.

**Not tutmada bu arkadaşının yardımını sağlayın. 

**Sınıfta bütün sıraların arasındaki uzaklığı arttırınız. 

**Verilen çalışmayı tamamlayabilmesi için ek süre veriniz. 

**Dikkat süresi ile uyumlu olacak şekilde görevleri ya da çalışma süresini kısaltınız. 

**Kısa süreli hedefler belirleyin. 

**Her seferinde bir tek görev veriniz. 

**Ödevlerinin miktarını azaltınız. 

**Açık ve kesin yönerge verin. 

*Etkinliği sürdürmesi için uyarı-sinyal veriniz. 

Hiperaktivite İçin…

**Çalışırken arada bir duraklamasını sağlayınız.

**Sırada oturmaya ara vermesi için fırsat tanıyınız. 

**Görevleri arasında kısa molalar veriniz. 

**Aceleci ve dikkatsiz çalışmışsa, yaptığı işi kontrol etmesini öğretiniz. 

**Küçük, uygunsuz davranışları görmezden geliniz. 

**Uygunsuz davranışları ihtiyatlı kınayınız. 

**Olumlu davranışları övünüz. 

**Öğrencinin aç olmadığından emin olunuz. Gerektikçe el kaldırmasını, seslenmesini öğretin. 

**Elini yalnızca amaca uygun durumda kaldırdığı zaman yanına gidin. 

**Soru yanıtlamak için el kaldırdığında övün.

AİLEYE YAPILACAK YARDIM, ÖNERİ ve UYARILAR


**Rehber öğretmen, aile ile iletişim kurmalı, ve aileyi bilinçlendirmelidir. Aileye verilecek danışma hizmetlerinde ailenin çocuğu daha iyi anlamaları ve ev-okul yaşantıları ile yapılması gerekenler konusun da aydınlatmalıdır.

**Öncelikle anne babanın sabırlı ve anlayışlı ol­ması DEHB olan çocuklar açısından büyük önem arz etmektedir. Baskıcı, zorlayıcı tutum hiçbir ço­cukta işe yaramadığı gibi DEHB olan çocuklarda da işe yaramayacak, aksine durumun daha da kötü­leşmesine sebep olacaktır.

**Davranışsal problemler yaşayan çocuklar, doğ­ru desteklenmediğinde öğrenme problemi de ek­lenir. Hâlâ desteklenmez ise bu iki etmene bir de duygusal problemler eklenir.

**Eğer siz de çocuğunuzda bunlara benzer davranışlar görüyor ve bunların çocuğunuzu akademik, duygu­sal ve sosyal açıdan etkilediğini düşünüyorsanız mutlaka Dikkat Eksikliği ve Hi­peraktivite Bozukluğu konusunda bir uzmana danışmalı ve çocuğunuzun gelişimi için geç olmadan destek almalısınız

Aileye verilecek yardımda öneriler ve uygulamalar şöyledir:

**Anne-Baba-çocuklar birlikte çalışarak zaman zaman okula giderek, okulu ve onu önemsediğini göstermelidir. 

**Çalışma ortamını düzenlemelidir. 

**TV’ den gürültüden uzak 

**Sade bir şekilde döşenmeli 

**Duvarlarda resim, poster, oyuncak vb. şeyler olmalı 

**İyi aydınlatılmış, havalandırmış 

**Çalışma süresince gerekli şeyler masada hazır olmalı çünkü bir şey almak için kalktığında tekrar çalışma masasına oturmayabilir 

**Hoşlanıyorsa müzik eşliğinde çalışmalı, ancak dinlenen müzik çalışmayı engellememeli 

**Çalışma süresi bölümlere ayrılmalı çok yoğun ve uzun periyotlara ayrılmamalıdır. Ev ödevlerine başlamadan önce oyun oynamasına izin verilmelidir. Renkli kalem kullanılması dikkat dağılmasını engeller. 

**Spor’ a yönelmesi sağlanmalıdır.

**Hareket etmesi için fırsatlar oluşturmalı evde sıkıldığı zamanlarda yapması için bazı ritmik hareketler ve bunların yapılacağı bir yer belirlemekte yarar vardır. 

**Çocuğun kendinden küçük birini bir şey öğretmesi sağlanmalıdır. Böyle bir fırsat çocuğun sorumluluk almasını kolaylaştıracak ve öğrenmeyi kalıcı hale getiecektir. 

**Bu çocuklar herkes tarafından çok eleştirilir. Sürekli hata yaptığı vurgulanır. Anne-baba çocuğun olumlu yönlerini plana çıkarmalı ve ödüllendirmelidir. Bunları uygulamalı ve çocuğu cesaretlendirmelidir. Böylece çocuğu öz saygısını geliştirebilir. 

**Çocuğun en iyi çalıştığı, en uyanık olduğu saatler öğrenme için seçilmelidir. (örneğin sabah saatleri) 

**Çocuklara talimat verilirken, verilen talimatlar çocuğun dikkatini çekmelidir. Göz kontağı kurulmalı, tane tane, parçalara bölerek, sakin ve ciddi bir biçimde söylenmelidir. Bağırarak verilen talimatlarda çocuğun dikkati talimatın anlamına değil, sesin yüksekliğine odaklanacaktır. 

**IQ davranışları normal olduğu halde dürtüsel ve hiperaktif davranışları nedeni ile bir çocuğun özel alt sınıfa gönderilmesi sakıncalıdır. Zihinsel açıdan kapasitelerinin çok daha altında performans göstermeye başlarlar. Aile çocuğun normal sınıfta olmasını sağlamalıdır. 

**Yumuşak bir ses tonu ile konuşmalı bağırmak ve yüksek ses tonuyla konuşmamalı. 

**Çocuğun nelere ilgi gösterdiği bulunmalıdır. Bu çocuklar ilgi gösterdikleri konuya yoğunlaşmakta güçlük çekmezler. Nelere ilgi duyduklarının bir listesi yapılabilir. İlgi duydukları konu ile akademik konular birleştirilmeye çalışılabilir. 

**Tercihte bulunması için fırsatlar oluşturulmalıdır. 

**Geri bildirim ve ödül hemen verilmelidir. 

**Sosyal yaşantılarını geliştirebilecek aktiviteler düzenlenmelidir. (yüzme, futbol, etkinlik vb...) 


Not: Bu yazının hazırlanmasında Psikolojik Danışman Mustafa KALAYLI, Uzman Uğur KAYA ve PSK Banu ARSLAN'ın katkıları başta olmak üzere birçok kaynaktan faydalanılmış oluphastalık, dehb tedavisi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu aileye öneriler, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu öğretmenlere öneriler ile ilgilidir.